Gelişimsel kalça displazisi (GKD) ya da eski adıyla doğumsal kalça çıkığı ülkemizde yaklaşık her 100 canlı doğumda 1 oranında görülen, erken tanı ve uygun tedaviyle büyük oranda sakatlık bırakmadan iyileşebilen bir kalça sorunudur. Tanı ne kadar erken yaşta konulursa tedavinin başarı oranı o kadar yükselmekte, seçilecek tedavi yöntemi bebek ve aile için daha az zor olmakta ve tedavi sonrası kalça ekleminde ortaya çıkabilecek kısa ve uzun vadeli problemlerin görülme riski o kadar düşmektedir. Hastanede yatmadan, ameliyatsız ve alçısız olarak, evde kullanılan, kalçaları özel bir pozisyonda tutan basit bir cihaz uygulamasıyla kalçaların önemli bir bölümü yaşamın ilk 4-6 ayında başarı ile tedavi edilebilmektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığında yaşamın özellikle ilk 4-6 haftası erken tanı için “altın dönem” olarak kabul edilmekte ve erken dönemde kalça taramasının önemi özellikle bu zaman diliminde ortaya çıkmaktadır.
 

GKD sonrası orta ve uzun dönemde kalça ekleminde yaşanabilecek en önemli sorun erişkin dönemde dejeneratif eklem hastalığına (kalça ekleminin erken yaşlanması, kireçlenmesi) bağlı olarak ağrı ve kalça ekleminde hareket ve işlev kaybı ortaya çıkması ve sonrasında olası bir cerrahi tedavi gereksinimidir. Türkiye’de erişkin dönemde kalça dejeneratif eklem hastalığına bağlı yapılan total kalça protezi ameliyatlarının yaklaşık üçte birinin altında çocukluk çağındaki fark edilmemiş ya da tam tedavi edilememiş GKD yatmaktadır.
 

Yaşamın ilk 6 ayında GKD için en doğru ve en güvenilir tanı yöntemi kalça ultrasonografisidir. Kalça ultrasonografisi bebeğe hiç bir zarar vermeden, kısa sürede tamamlanan kesin bir tanı yöntemidir.
 

Bazı bebeklerde GKD görülme olasılığı daha yüksektir. Bunlar;
 

  • * Bebeğin annesinde, babasında, kardeşinde, bebeğin annesinin ya da babasının ailesinde GKD olması,
  • * Bebeğin anne karnında özellikle gebeliğin son 3 ayında belli bir süre ters durması ya da doğumda ters gelmesi,
  • * Bebeğin ayaklarında şekil bozukluğu, eğrilik olması
  • * Bebeğin boynunun doğum sonrası eğri durması,
  • * Gebelikte anne rahmindeki suyun azalması,
  • * Çoğul gebelik,
  • * İlk doğumdaki kız bebek,
  • * Doğum sonrası bebeğe kundak uygulanmasıdır.
     

Bebekte bu risk faktörlerinden herhangi birinin olması ve/veya doğum sonrasındaki kontrollerde yapılan kalça muayenesinde herhangi bir anormal bulguya rastlanılması durumunda bebeklerin her iki kalçasına birden mutlaka ultrasonografi yapılması gerekmektedir. Buna “seçici kalça taraması” adı verilmektedir. Bebekte belirtilen risk faktörleri ya da fizik muayenede sorun yoksa bile,  düşük ihtimalle de olsa GKD görülebilir ve bu bebekler için de kalça ultrasonografisi yapılmasını öneren bilim insanları vardır. Tüm yenidoğan bebeklerin kalçalarının tarandığı tarama programına “evrensel kalça taraması” adı verilmektedir. 3 haftadan önce yapılan tarama amaçlı kalça ultrasonografisi zamanlama olarak erken kabul edilmekte ancak kalça ultrasonografisinin 6 hafta dolmadan yapılmasında fayda olduğu da belirtilmektedir. Türkiye’de yapılan bebek tarama programlarına resmi olarak 2013 yılından itibaren “seçici kalça taraması programı” da girmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği ve Çocuk Ortopedisi Derneği tarafından tarama amaçlı kalça ultrasonografisi için en uygun yaşın 1 ay civarında olduğu kabul edilmiştir. Kalça ultrasonografisinde herhangi bir sorun (gelişme gecikmesi, yarı çıkık ya da tam çıkık) saptanan bebeğin zaman geçirmeden bir Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı tarafından görülmesi gereklidir. Yenidoğan döneminde ultrasonografide saptanan sorunların bir kısmı tedavisiz kendiliğinden düzelebilirken, bir kısmı hemen tedavi gerektirmektedir. Bu açıdan ultrasonografi sonrası bebeğin sorunlu kalça ya da kalçalarına yapılması gereken tıbbi işlemi tayin etmesi gereken uzman hekim bir Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olmalıdır.
 

Bebek Kalçalarının Düzgün Gelişimi İçin Basit Uyarılar;
 

  • * Bebeklerde kalçalar için doğal duruş, yatarken yerçekiminin etkisiyle ve bacakların ağırlığı ile oluşan kalça ve dizlerin bükük olduğu pozisyondur. Kalçaların bu pozisyonu yenidoğan bebeklerin kalçalarının can dostudur. Gövdenin alt kısmına bol ve rahat giysiler giydirmek, bebeği kucakta taşırken bir eli bacakların arasından geçirmek, bebeği kucakta bacaklarının arası açıkken gövdeye yaslayarak tutmak bebek kalça gelişimi için doğru yaklaşımlardır.
  • * Yenidoğan bebeklerde kalça ve dizlerin düz olarak uzatılmaya zorlanması doğal bir yaklaşım değildir ve bebeklerin kalçalarına zarar verebilir. Bu nedenle bebeklerin kalça ve dizlerini düz pozisyonda tutmaya yönelik yapılan kundak ve benzeri uygulamalar GKD oluşum sürecine katkı verebileceği için Ortopedistlerce önerilmemektedir.

UYARI: hakanomeroglu.com sitesi Prof.Dr.Hakan Ömeroğlu tarafından yalnızca ziyaretçileri bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Bu sitede her ne ad altında olursa olsun herhangibir sağlık hizmeti sunulmamaktadır. Bu sitede yer alan hiçbir içerik bir hekim gözetimi ve/veya onayı olmaksızın herhangibir hastalığın tanı ya da tedavisinde kullanılamaz. Bu sitede yer alan tüm bilgiler hastaları ve profesyonelleri yalnızca bilgilendirme amaçlı olup herhangibir hastalığın tanı ya da tedavisi mutlaka ilgili ve sorumlu hekimin gözetiminde ve/veya kendisi tarafından yapılmalıdır.Aksi takdirde doğacak sorunların hiçbirisinden site yönetimi sorumlu değildir.